İki gün önce yani 20 Temmuz’da Ay’ın yüzeyine atılan ilk adımın 50.yılı kutlandı. Bundan 50 yıl önce, 20 Temmuz 1969’da Neil Armstrong Ay’a ilk ayak basan insan oldu. 50.yıl şerefine Amerika’da çeşitli kutlamalar yapılıyor. Sosyal medya da bu konuyla ilgili daha önce ortaya atılmış olan iddialar ve komplo teorileri tekrar canlanmış oldu. Bunlara cevap olarak yine aynı şekilde yazılar ve videolar yayınlanıyor. En dikkat çeken sorulardan biri, “Ay’a bir daha neden çıkılmadı?” ve “Bir daha ne zaman çıkılır?” gibi sorular.
Bu ve benzeri gibi sorulara değineceğim. Öncesinde, bu konuyla ilgiliyseniz 2018 yılında yayınladığım “Uzaya İlk Çıkan İnsan Kimdir? Ne Dedi?” başlıklı yazımı okumanızı tavsiye ederim. Orada Neil Armstrong ile ilgili kısa bir anlatımı bulabilirsiniz.
Ne Olmuştu?
20 Temmuz 1969 yılında Neil Armstrong ve Buzz Aldrin, Apollo 11 göreviyle Ay yüzeyine ilk insanlı uzay uçuşunu gerçekleştirdi. NASA tarafından gerçekleştirilen bu görevde Apollo 11 aracı Ay yüzeyine indikten 6 saat sonra, Neil Armstrong araç dışına çıkarak Ay’a ayak basan ilk insan oldu.
Amerika’nın Merritt Island kasabasında bulunan Kennedy Uzay Merkezi‘nden fırlatılan Apollo 11, NASA‘nın Apollo adı altında gerçekleştirdiği beşinci insanlı uçuştu. Öncekilerde gerçekleştirilen uçuşlarda Ay’a ayak basma fırsatı olmadı.
Fırlatılan roket 3 bölüme sahipti. “Komuta Modülü” adlı birinci bölmede 3 astronot ve erzakları bulunuyordu, “Hizmet Modülü” adlı ikinci bölümde yön değiştirmek için kullanılan motorlar ve bunların yakıtları bulunuyordu ve son olarak aşağıda fotoğrafı bulunan “Ay Modülü” vardı.
*NOT: 3 astronot demişken, yukarıda 2 astronotun ismini vermiştim. Bunların üçüncüsü de Michael Collins‘dir. Armstrong ve Aldrin, Ay’ın yüzeyine indiğinde Collins ise bu sırada Ay yörüngesinde onları taşıyan modülle bir araya gelmek için beklemedeydi. Altta üçünün birlikte çektirdiği fotoğraf bulunuyor.
Ay’a ilk ayak basan Neil Armstrong, bunu gerçekleştirdiği sırada şu cümleyi kurdu: “İnsan için küçük, insanlık için büyük bir adım.”
Ay’a Gerçekten Gidildi Mi?
Şimdi gelelim bugünlerde tekrar gündeme gelen şu meşhur tartışmalara. Birçok konuda olduğu gibi bu konuda da çeşitli komplo teorileri mevcut, hem de fazlasıyla. Kimisi “Ay’a hiç gidilmedi, bunlar tamamen Amerikan oyunları” derken kimisi “zaten görüntüler de stüdyo ortamında çekildi, bizi kandırıyorlar” diyor. Bu sözlerin haklılık payını göstermek için de çeşitli nedenler sunuluyor.
- NASA 1960’lı yıllarda insanları Ay’a götürebilecek bir teknolojiye sahip değildi.
- Ay’ın yüzeyinde çekilen fotoğraflarda yıldızlar gözükmüyor.
- Ay’a iniş yapan Lunar modüllerin indikten sonra çok büyük bir toz bulutu oluşturması gerekirdi.
- Ay’a canlı yayın yapabilecek TV ekipmanı götürüp çalıştırmak imkânsızdır.
- Ay yüzeyindeki sıcaklığın çok düşük ya da çok yüksek olması nedeniyle astronotların fotoğraf makinelerinin erimiş ya da donmuş olması gerekirdi.
Bu konuda, daha önceki bazı yazılarımda da örnek göstererek kaynak verdiğim ve beğenerek izlediğim YouTube içerik üreticisi olan Barış Özcan‘ın videosunu koyacağım. Bu ve buna benzer birçok soruyu kafada netleştirecek şekilde bir anlatımı var.
Bugüne Kadar Neden Tekrar Gidilmedi?
Bir diğer önemli soru ise, 1972 yılında yapılan son uçuştan sonra neden Ay’a bir daha gidilmedi? Bu sorunun cevabı için de araştırmacı Umut Yıldız‘ın Twitter üzerinde paylaştığı yazıdan alıntı yapacağım.
Umut Yıldız haklı mı? Gerçekten bu yüzden mi gidilmedi?
Umut Yıldız‘ın bu yazısına çeşitli eleştiriler geldi. Kimisi haklı bulurken kimisi de “yaw he he” kıvamında ağır tepkiler sergiledi 🙂 Bu tepkilerin de doğru olduğunu düşünmüyorum açıkçası. Tartışmaya açık veya olmasın bir şekilde biri ortaya bir bilgi koyuyorsa bu ne kadar iyi veya kötü de olsa yaklaşımımızda biraz da olsa şüphe olmalı. Bunun yanında %100 saygı çerçevesinde olmalıdır. Şüpheyle yaklaşın, çünkü bu her söylenene hemen inanmamanız için önemlidir. Söylenenleri akıl süzgecinden geçirip mantıklı değil mi önce tartın, sonrasında araştırın. Sonrasında, varsa eğer eleştiriniz “saygı” çerçevesinde istediğiniz eleştiriyi yaparsınız zaten. Bu söylediklerim emir kipi gibi gözükse de öyle bir niyetim yok 🙂 Ben olması gerekeni dile getirdim, uymak/uymamak artık size kalmış bir şey.
Bir Daha Gidilir Mi?
Barış abinin videosunda en sonda değindiği konulardan biri olan “Ay’a bir daha gitmek mümkün mü?“ sorusu benim de merak ettiğim bir konuydu. Barış Özcan gibi ben de bir daha gidileceğini düşünüyorum. Savaşlar ve çeşitli siyasi çıkarlar yüzünden güzelim Dünya’mızı mahvettik ve mahvetmeye devam ediyorken, sonunda Ay‘a veya Mars‘a, kısacası farklı gezegenlere gidip orayı da mahvetmek için bir fırsat olur da insanoğlu durur mu? 🙂
SpaceX adlı uzay şirketi olan Elon Musk‘ın hayali Mars’ta koloni kurmak, gezegenler arasında taşımacılık yapmak. Elbette yapılabilir, uzayı incelemek araştırmak veya bu konuda ilerlemek kötü bir şey değil. Yukarıdaki son cümlede kastettiğim bu değildi. Fakat filmlerde gösterildiği gibi veya siyasilerin ağızlarında doladığı gibi “insanlık uğruna” yapılan şeyler olduğunu düşünmüyorum.
“Ben daha güçlüyüm, diğerlerini ezerim” mantığıyla yarışan ülkeler ve bu çıkarlara dayalı gelişmeler yaşanıyor. Kim bilir belki ilerde uzay savaşlarını izliyor olacağız. Bu savaşlar Amerika ve Çin arasında ufaktan başladı bile diyebiliriz.
Biz Bu Konunun Neresindeyiz?
Hiçbir yerinde desek yalan olmaz herhalde 🙂 Bu alt başlıktaki ilk paragrafta kısaca bir görüşümü belirtmek istiyorum, sonrasında ülkemizdeki çalışmalarla ilgili bilgileri vereceğim: Amerika, Çin, Hindastan, Japonya gibi ülkeler uzaya gitmek, orada söz konusu olmak gibi konularla uğraşırken biz ise hala siyasetle, sen A partisinden/sen B partisinden falan gibi konuları konuşuyoruz. Muhalefet olmak ya da herhangi bir partiyi eleştirmek istemiyorum. Tam tersine artık bu konuları bir kenara bırakıp bilim, teknoloji, üretim gibi konulara odaklanmamız gerektiğini düşünüyorum. Görüş kısmı bu kadardı, şimdi bakalım gerçekten neler yapmışız?
Türkiye’de Uzay Çalışmaları
Yukarıda biraz eleştirmiş olsam da Türkiye’de de elbette uzayla ilgili çeşitli çalışmalar yapılıyor. Henüz sonuçları net bir şekilde görülen bir çalışma olmayabilir fakat bu bizim çalışmalara geç başlamamızdan kaynaklanıyor olabilir, ya da Türkiye’de uzay çalışmaları üzerine yapılmış haberlerin hepsi biraz “gaz alma” gibi şeyler olduğunu gösterir. Burada derleyeceğim çalışmalar daha önceden duyurulan ve haberleri yapılan çalışmalarla ilgilidir.
1-) Roketsan Uydu Fırlatma Aracı
Türkiye’de uzayla ilgili en çok adı geçen firmalardan biri Roketsan‘dır. Türkiye’nin uzaya bağımsız erişimini sağlaması amacıyla Uydu Fırlatma Sistemi (UFA) geliştirilmesi kapsamındaki çalışmaları 2007 yılından itibaren sürdüren Roketsan‘ın kendi öz kaynaklarıyla bir Uydu Fırlatma Aracı (UFA) geliştirilmesine yönelik çalışmalar yürütülüyor. Benzer bir diğer çalışmasıyla, mikro uydu fırlatma aracını ilk kez yurtdışında tanıttı. 53. Paris Havacılık Fuarı‘nda tanıtılan mikro uydu fırlatma aracı, Savunma Sanayi Başkanlığı ile Roketsan arasında imzalanan “Mikro Uydu Fırlatma Sistemi (MUFS) Geliştirme Projesi” kapsamında yapıldı. Roketsan, imzalanan sözleşme çerçevesinde, Mikro Uydu Fırlatma Aracı‘nın geliştirilmesinin yanı sıra test/üretim tesisleri ve fırlat üssünün kurulumunu gerçekleştirecek. Bu konuda yayımlanmış olan tanıtım videosunu alta bırakıyorum.
2-) Türkiye Uzay Ajansı’nın Kurulması
Türkiye’nin NASA’sı adıyla tanıtılan Türkiye Uzay Ajansı, 13 Aralık 2018 tarihinde Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından kuruldu. Merkezi Ankara’da olan bu ajans, Türkiye’nin ulusal uzay ajansı görevini üstlerenerek; TÜBİTAK Uzay Enstitüsü, TAİ, Roketsan, Türksat gibi kurumların çalışmalarını denetleyecek. Bunun dışında uzaya insanlı ve insansız uçuş için çalışmalar gerçekleştirecek. Kurum henüz 1 yaşını bile doldurmadığından dolayı şu anda net bir sonuç beklenemez. Uzay çalışmaları uzun seneler sürdüğünden dolayı, önümüzdeki senelerde neler yapabildiklerini beraber göreceğiz. Üzücü yanı şu ki, yapılan çalışmalarla ilgili güncel herhangi bir bilginin haber olarak sunulmamış olması. Siyasi sloganlar yerine bu tarz haberler görmek daha güzel olurdu diye düşünüyorum.
3-) Türksat Uyduları
Türksat ismine zaten aşinayız. Bu konuda uzayla ilgili çalışmaların daha çok “uydu” ile ilgili olduğunu az çok tahmin edebiliriz. “Türkiye’nin uzaydaki gözleri” diye anılan Türksat uyduları, bu konuda güzel çalışmalar yaparak geliştirmeye de devam ediyor. Türkiye’nin 3’ü haberleşme, 3’ü gözlem olmak üzere toplamda 6 aktif uydusu bulunuyor. Türksat 3A, Türksat 4A ve Türksat 4B uyduları haberleşme ihtiyacını karşılarken; Rasat, Göktürk-1 ve Göktürk-2 uyduları gözlem amacıyla kullanılıyor. Uydular askeri alanda da birçok fayda sağlıyor. Bu yüzden Ay’a inmek kadar da önemlidir 🙂 Aşağıda Göktürk-1’in fırlat anını izleyebilirsiniz.
Umarım bu konuda sırf ülkeler arası yarış ve savaş adına değil de GERÇEKTEN “insanlık adına” bir şeyler yapılır temennisiyle konuyu bitiriyorum 🙂 Sonraki yazıda görüşmek üzere..
Bir yanıt yazın